AK Parti Genel Başkanvekili ve Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım, Kazakistan'ın Türkistan şehrindeki Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin "Fahri Profesörü" unvanına layık görüldü.
Yıldırım'ın Kazakistan'daki üç günlük resmi ziyareti Türk dünyasının manevi başkenti Türkistan ile başladı.
Burada ilk olarak Hoca Ahmet Yesevi Türbesi'ni ziyaret eden Yıldırım, daha sonra şehirdeki Türk Dünyası tarihine ışık tutan Ulu Dala Eli Merkezi'ni gezdi.
Yıldırım ve beraberinde yer alan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) Genel Müdürü Temel Kotil, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreter Yardımcısı Ömer Kocaman, Türkiye'nin Nur Sultan Büyükelçisi Ufuk Ekici, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Muhittin Şimşek ve davetliler ardından Farab Kütüphanesi ile Kervansaray Turistik Kompleksi'ni ziyaret etti.
Daha sonra Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi'ne geçen Yıldırım, konferans salonunda kendisini bekleyen öğretim üyeleri ile öğrencileri selamladı.
Burada Yıldırım'a üniversite yetkilileri tarafından Ahmet Yesevi Üniversitesinin "Fahri Profesör" unvanı törenle takdim edildi.
Yıldırım, törenin ardından yaptığı konuşmada, Türk dünyasının manevi başkenti Türkistan'da bulunmaktan ve burada gençlere hitap etmekten duyduğu büyük memnuniyetini dile getirdi.
İstanbul'da 12 Kasım'da gerçekleşen Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi'nde alınan kararların tarihi niteliğini hatırlatan Yıldırım, "Bu zirve önümüzdeki döneme ışık tutacak 'Türk dünyası-2040' vizyonu olarak adlandırılan belgenin kabulüne de vesile oldu.
Bu zirvenin Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda yapılmış olması ayrıca çok kıymetliydi. Çünkü Demokrasi ve Özgürlük Adası, Türkiye'nin çok partili hayatında iktidar olmuş Adnan Menderes'in ve iki bakan arkadaşının yargılanıp, bir darbe sonucu idam edildiği adanın yeniden demokrasi ve özgürlük adası olarak düzenlenmesi ve ilk uluslararası toplantının gerçekleştirdiği yerdir.
Merhum Adnan Menderes, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri bünyesinde ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan 2 bine yakın Kazak Türkü'nü Türkiye'ye kabul etmiş ve onların en zor günlerinde gereken desteği vermiştir." dedi.
Yıldırım, teşkilat bünyesindeki Aksakallar Konseyinin kurumsal yapısının güçlendirildiğine işaret ederek, "Liderlerin tasvibiyle bizi de bu konseyin başkanı olarak uygun gördüler. Bu vesileyle, şahsımıza duyulan bu güvenden dolayı tüm liderlere şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu.
Dünyanın jeopolitik ve jeoekonomik merkezinin Asya'ya kaydığı bu dönemde Türk Devletleri olarak iş birliklerini geliştirdiklerini dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:
"Esasında şu anda bulunduğumuz yer tarihin her döneminde önemli olmuş bir yerdir. Çünkü bazen doğudan batıya bazen de batıdan doğuya ticaretin, kültürün, turizmin ana güzergahı olan Tarihi İpek Yolu bu bölgeden geçti.
Başlangıçta dünyanın zenginlik noktaları doğudaydı.Doğudan batıya hareket etti ve 20.yüzyılda batı doğuya göre daha zengin oldu.Göçler hep doğudan batıya gitti.Ancak 21.
yüzyılın başlarından itibaren durum tekrar tersine döndü.Artık gelecek doğunun.Zenginlik doğuya doğru kayıyor."
Yıldırım, geçen yüzyılda havacılığın merkezinin Batı'da olduğunu anımsatarak, "Şimdi Türkiye'nin bulunduğu Anadolu coğrafyasına kaydı. O yüzden üç kıtanın buluştuğu, tarihi açık hava müzesi niteliğindeki İstanbul'a dünyanın en büyük havalimanını yapmaya karar verdik. Bugün havalimanımız güçlenerek, büyüyerek yoluna devam ediyor. Hem Avrupa hem Asya ve Afrika'nın buluşma noktası haline gelmiş vaziyette." değerlendirmesini yaptı.
Türk devletlerinin bulunduğu coğrafyanın hem ekonomik hem beşeri açıdan büyük potansiyeli barındıran bölge olduğunu aktaran Yıldırım, "1,3 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklük, 5 milyon kilometrekarelik bir coğrafya alanı ile 600 milyara yaklaşan bir ticaret hacminden ve 160 milyon nüfusa hitap eden bir coğrafyadan bahsediyoruz.
Bu rakamlar bile tek başına bölgesel olarak küresel anlamda ne kadar önemli bir topluluğa, ne kadar önemli bir teşkilata sahip olduğumuzu göstermektedir." ifadelerini kullandı.
Yıldırım, kardeş Azerbaycan'ın kazandığı 44 günlük vatan savaşı sonunda azat olan Karabağ toprakları ile Türk dünyası birliğinin daha da güçlendiğini belirterek, "İleride Azerbaycan'a Nahçıvan üzerinden direkt ulaşımının da hayata geçmesiyle birlikte coğrafyamızdaki süreklilik sağlanmış olacak ve Avrupa'dan ve Balkanlar'dan çıkan trenler rahatlıkla Asya'nın, Uzak Doğu'nun kalbine kadar gitmiş olacaklar." dedi.
Bu alanda geçen yıllarda bölge için hayati öneme sahip projelere öncelik verdiklerini dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bunlardan birisi Tarihi İpek Yolu'nun faaliyete geçmesini sağlayacak Bakü-Tiflis- Kars demir yolu projesi.Bugün, özellikle salgın döneminde bu projenin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz.ve taşımada Uzak Doğu'dan Avrupa'ya aranır, tercih edilen bir yol haline gelmiştir.
Bu projenin hayata geçmesinde Türkiye'de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Gürcistan Cumhurbaşkanı ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Kazakistan ile Türkmenistan Cumhurbaşkanlarının da büyük teşvikleri ve katkısı olmuştur.Ayrıca bölgesel olduğu kadar küresel öneme sahip proje de petrol ve gaz hatları projesidir.
Bunlardan birisi Bakü-Tiflis- Ceyhan boru hattı, diğeri de doğal gaz projesi olan TANAP.Ayrıca Trans Avrupa Boru Hattı projesi kısaca TAP ile hem Kafkasların, Asya'nın ve Avrupa'nın enerji güvenliğini teminat altına alacak önemli projeyi hayata geçirmiş oluyoruz."
Yıldırım, Türkistan'ın kısa zaman içinde tarihi dokusunu koruyan modern bir şehir haline geldiğini kaydederek, "Şüphesiz ki Hoca Ahmet Yesevi öğretisiyle yoğrulmuş, onun kabrinin bulunduğu ve Türk Dünyasının Aksakalı Nursultan Nazarbayev'in öngörülü bakış açısıyla harmanlanmış Türkistan, manevi başkent unvanını ziyadesiyle hak ediyor." dedi.
Ahmet Yesevi Üniversitesinin de bu şehrin parlayan yıldızı olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Bütün bu gelişmeler Türklük kaderimiz, Müslümanlık tercihimiz diyen Türk tasavvuf geleneğinin kurucusu ve bu topraklarda yaşamış Hoca Ahmet Yesevi'nin ne kadar öngörülü olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Böyle bir şehirde en güzel öğrencilik yıllarınızı geçirdiğiniz için mutlu olduğunuzu düşünüyorum." diye konuştu.
Yıldırım, üniversitenin Türkiye ile kardeş Kazakistan arasındaki ilişkilerde müstesna bir yeri olduğunu ve kurulduğu günden beri bölgeye ve Türk dünyasına sağladığı hizmetlerini dile getirdi.
Üniversitede kuruluşundan bu yana Türkiye'den önemli sayıda akademik ve idari personelin görev aldığını kaydeden Yıldırım, "Şu ana kadar yapılanları yürekten takdir ediyorum ancak daha fazlasını yapma potansiyelimizin olduğuna ve bunu harekete geçireceğimize inanıyorum. Bugün şahsıma tevdi edilen Fahri Profesör unvanının da bana yüklediği sorumluluğun farkında olduğumu sizlerle paylaşmak istiyorum." ifadelerini kullandı.
Yıldırım, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi olarak üniversitenin çalışmalarını daha yakından takip edeceklerinin altını çizerek, öğrencilere şöyle hitap etti:
"Girişimcilik, yenilikçilik bizim yeni dönemde pusulamız olmalıdır çünkü bizler dijital göçmeniz.ve bilgiye sahip olmak, bilgiyi üretmek ve bilgiyi insanların yararına kullanmak en büyük ihtiyaç haline gelmiştir.
Artık ülkelerin ne kadar zengin olduğunun, ne kadar gelişmiş silahlara sahip olduğunun önemi gittikçe azalmaktadır.Ne kadar bilgiye hakim olduğu, daha önemli hale gelmektedir. Özellikle büyük ülkelerin saltanatını sarsan dijital imparatorluk diye tarif edeceğimiz kuruluşlar gelişmeye başlamıştır.
Dolayısıyla özellikle internet, sosyal medya üzerinden sanal ortamda geliştirilen her türlü ürünler dünyada çok büyük rağbet görmekte ve dünyanın geleceğini belirlemek yolunda yoğun bir şekilde hareket etmektedir.Bu bakımdan eski yıllarda gençlerin alın teri kıymetliydi. Şimdi akıl teri daha kıymetli hale geldi. Şimdi akıl terinde sadece insana ihtiyaç var.
Sizlere ihtiyaç var."
Yıldırım, daha sonra üniversite kampüsünde düzenlenen ağaç dikme törenine katıldı.