Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Faruk Yiğit, 3 yıl önce başladıkları uzun menzilli milli hava savunma sistemleri olan Siper Hava Savunma Sistemi'ni Allah izin verirse 1 yıl içerisinde envantere vermeyi planladıklarını bildirdi.
Bilişim Vadisi'nde düzenlenen MMG-EURITECH Avrasya Ar-Ge, İnovasyon & Teknoloji Zirve ve Sergisi'nde "Hava Savunma Sistemlerinde Temel Kavramlar, Ar-Ge ve Teknoloji Geliştirme Süreçleri" başlıklı oturum gerçekleştirildi.
Oturumun moderatörlüğünü yapan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Yiğit, katmanlı hava ve füze savunma sisteminin temel unsurlarına değindi.
Bir füzenin havada hedefi vurabilmesi için binlerce komponentin eş zamanlı olarak doğru şekilde çalışması gerektiğine dikkati çeken Yiğit, hedefi kaçırmak içinse sadece bir tane komponentin çalışmaması veya zamanlamada hata yapmasının yeterli olduğunu söyledi.
Yiğit, dolayısıyla tasarım sürecinden üretim ve test aşamalarına kadar oldukça kapsamlı ve detaylı çalışmalar yapılması gerektiğinin altını çizerek, "Bizim ülkemize bir an önce belli yetenekleri kazandırmamız lazım. Bu da gerçekten zor. Hepimizin gayreti, bir an önce sonuca ulaşmak." diye konuştu.
Bütün bu işleri sadece Aselsan, Roketsan ve TÜBİTAK SAGE ile değil aynı zamanda ülkenin dört bir yanına dağılmış binlerce alt yükleniciyle yaptıklarını dile getiren Yiğit, "Önce gereksinim analizleri yapılıyor.
Daha sonra tasarladığımız sistem için etkinlik analizleri yapıyoruz.Bunların modellerini geliştirip gerekli ve ilgili simülasyonları çalıştırıyoruz.Daha sonra sistem bileşenlerinin geliştirilmesine başlanıyor.Sonra bütün entegre sistem yerde test edildikten sonra atışlı testlerle sisteme olan güvenimiz arttırılıyor." ifadelerini kullandı.
"Bu geliştirilen sistemlerin muadillerinden fazlası var aşağısı yok"
Prof. Dr. Yiğit, hava ve füze savunma sistemlerinin dünyadaki gelişimine bakıldığında bu işlere Türkiye'den önce başlayan ülkelerin bir sistemi geliştirmek için ortalama 20 yıl harcadıklarına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uzun menzilli milli hava savunma sistemimiz olan Siper Hava Savunma Sistemi'ne 3 yıl önce başladık ve Allah izin verirse 1 yıl içerisinde bu sistemi envantere vermeyi planlıyoruz.O da bu senenin sonu, en geç önümüzdeki senenin başı gibi oluyor.
Bize göre daha gelişmiş olarak söz edilen ülkelerin minimum 20 senede geliştirdiği sistemler, bizim yöneticilerimiz tarafından 4 yıl gibi bir süre içerisinde geliştirilmiş olacak.Bu geliştirilen sistemlerin muadillerinden fazlası var aşağısı yok."
"Biz bir ve beraber olursak gerçekleştiremeyecek bir hayalimiz yok." diyen Yiğit, "Bizim mühendislerimiz gerçekten kabiliyetli. Biz her ne kadar proje yönetimi esnasında tartışsak da onların haklarını da teslim etmek zorundayız, büyük fedakarlıklar yapıyorlar." şeklinde konuştu.
"ASELSAN'ın Ar-Ge personeli sayısı yaklaşık 6 bin"
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Haluk Görgün de ASELSAN'ın Ar-Ge bütçesinin 499,5 milyon dolar olduğuna işaret eden Görgün, ASELSAN'ın Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı 8 Ar-Ge merkezi bulunduğunu kaydetti.
Görgün, 5 tane teknoparklarda ya da OSB'lerin içinde de Ar-Ge merkezlerinin bulunduğunu, 13 ayrı birimde Ar-Ge faaliyetlerini yürüttüklerini söyledi.
Ar-Ge'de çalışan toplam personelin yaklaşık 6 bin olduğunu belirten Görgün, "Bu kadar nitelikli insan gücü, altyapı ve ayrılan bütçeyle ulusal ve uluslararası birçok alanda bu Ar-Ge faaliyetleri ödüllerle derecelendiriliyor." dedi.
Son 4 yılda 339 Ar-Ge projesini yönettiklerini, bu projeleri ciddi sistematikle yürüttüklerini anlatan Görgün, ASELSAN'ın 250 doktoralı personeli bulunduğunu, 4 doçent ve 5 profesörünün olduğunu bildirdi.
ASELSAN'ın kuruluş sürecine ve daha sonra yaptığı önemli çalışmalara değinen Görgün, "Alçak irtifa ve nokta atışı hava savunma sistemlerine baktığımızda, bizim KMS projesiyle kazanılan hava savunma sistemleri tasarım tecrübesi, ülkemizin ihtiyacı olan çok alçak irtifa hava sistemlerini yerli ve milli olarak tasarlayarak, dünyadaki en iyi savunma sistemleri seviyesine çıkarılmasını sağladı.
Deniz sistemleri için kullanılacak Gökdeniz Yakın Hava Saha Savunma sistemimizi Türkmenistan'a ihraç ettik.Onun teslimatıyla meşgulüz şu sıralar.Hisar O+ için de seri üretim aşamasındayız." ifadelerini kullandı.
ASELSAN'ın hava savunma komuta kontrol sistemlerinden bahseden Görgün, ürünleri geliştirirken bir yandan da yeni teknolojilerin takip edilmesi gerektiğini kaydetti.
Görgün, ASELSAN'ın, 5 bin 300 firmayla çalıştığına işaret ederek, "Hava savunma sistemlerinde, ASELSAN özelinde biz temel başlıklarda radar sistemleri geliştiriyoruz.Hava savunma sistemleri, işte kalkan radarlarımızı duymuşsunuzdur.Arama ve takip radarlarımız ve uzun menzil radarlarımız var.
Radarlardan ve tarayıcı başlıklardan bahsettik.Katmanlı entegre hava sistemimizin de yıllar içindeki gelişimini şu grafik çok iyi gösteriyor.KMS ile başlayan proje şimdi siber uzun menzilli projelerle devam ederken, yeni silah sistemlerini de yeni teknoloji olarak alıp değerlendiriyoruz." diye konuştu.
"Ar-Ge yetenekleriyle çok ciddi problemleri hızlı şekilde çözüyoruz"
ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci ise Hisar programının gecikmesindeki en önemli nedenin yaklaşma sensörünü yurt dışından aldıkları zaman kendilerine uygulanan yaptırımlar olduğunu vurguladı.
Bunları Hisar'ın seri üretimlerinde alamadıkları için 6 ay içerisinde ROKETSAN'ın mühendislerinin yaptığı Ar-Ge faaliyetleriyle bu sensörü yerli ve milli olarak gerçekleştirdiklerini ifade eden İkinci, şöyle konuştu:
"Hisar sistemi ondan sonra sahada ürün olarak 6 aylık bir faz farkıyla sahaya indi ve Türk Silahlı Kuvvetlerine hizmet etmeye başladı.Bu aslında şunu gösteriyor, bizler özellikle savunma sanayisinde faaliyet gösteren firmalar, içerisindeki mühendislerimizle kazandığımız Ar-Ge yetenekleriyle çok ciddi problemleri, çok hızlı şekilde çözebilme kabiliyetine sahip olduk.
Bu kabiliyetler, üzerinde bir kar topu gibi etkiye etki büyüyen kabiliyetler.Türkiye aslında hava savunma sistemlerinde yeni ülke olmasına rağmen çok hızlı şekilde hedeflerine ulaşabiliyor ve bu hedeflerin emin adımlarla gerçekleştirildiğini sahaya sürdüğü ürünlerle gösteriyor."
Bu çalışmaların yapılmasındaki en büyük gücün yetişmiş, tecrübeli insan kaynağı olduğunu aktaran İkinci, bu konunun ROKETSAN açısından da en önemli hususlardan, en önemli itici güçlerden birisi olduğunu söyledi.
İkinci, bu tür faaliyetlerle eğitimini tamamlamak üzere olan mühendis adaylarının bu alana teşvik edilmesinin kendileri açısından önemli olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yüksek hava savunma sistemleri ve uzay seviyesinde atmosfer dışı hava savunma sistemlerinde de kritik teknolojiler nedir diye baktığımızda uzayda, atmosferin dışında tamamen farklı bir ortam var.Bu ortamda da hedefini bulabilecek füze sistemlerini geliştirebilmek için ROKETSAN'ın bir Uzay Mükemmeliyet Merkezi var.
Uzay Teknoloji Geliştirme Merkezi'nde bizler temel teknolojilerin Ar-Ge'lerini yapıyoruz.Bu temel teknolojileri de hava savunma sistemleri başta olmak üzere birçok savunma sisteminde alt sistem olarak kullanıyoruz.Bundan sonraki aşamalarda da bu sistemler ROKETSAN'ın ve beraber çalıştığımız iş ortaklarımız aracılığıyla yerli ve milli olarak gerçekleştirilecek."
ROKETSAN'ın aslında bir okul olduğunu ifade eden İkinci, kurumlarında çalışan mühendislere bu alanda eğitimler verdiklerini, onların da bu çalışmalara dahil olduğunu kaydetti.
İkinci, mühendislik tecrübesinin devam ettirilmesi için eğitim faaliyetlerinin önemli olduğunu dile getirerek, yetenekli mühendislerin de bu alana ilgisinin sürdürülmesinin hayati öneme sahip olduğunu bildirdi.
İhracat yapmayı da hedeflediklerini belirten İkinci, kendileriyle hareket eden iş ortaklarını belirli seviyede eğittiklerini, onlarla beraber rekabet güçlerini artırdıklarını kaydetti.
"Hava füze teknolojilerinde önemli yol aldık"
TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü (SAGE) Müdürü Gürcan Okumuş da hava füze teknolojilerinde çok önemli yol aldıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Türkiye büyük kazanım elde etti.Artık bu kazanımların üzerine çok daha fazlasını koyarak yol alacağız.Bu noktada önümüz, yolumuz açık.Türkiye çok kısa vadede katmanlı hava savunma sistemi olarak baktığımızda çok yakın, yakın, orta ve uzun menzilde etkinlik gösteren, bir yandan da havadan havaya etki gösteren katmanlı hava savunma sistemlerinin bir parçası olarak dünyada bu yeteneğe ve kendi ürünleriyle bu yeteneğe sahip sayılı ülkeler arasına gelecek."
Daha sonra konuşmacılar soruları cevapladı.