Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından başlatılan "güncel üniversite öğrenci yapılanması" soruşturması kapsamında, aralarında öğrenci yapılanması sorumlularının da bulunduğu 39 kişi hakkında, "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemli dava açıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca tarafından yürütülen, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından da devam ettiği tespit edilen "üniversite öğrencisi yapılanması" soruşturması tamamlandı.
Soruşturma kapsamında 16'sı tutuklu, 2'si Türkmenistan uyruklu, örgütün gizli haberleşme programı ByLock kullananların da aralarında bulunduğu 36 şüphelinin, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talebiyle iddianame hazırlandı.
Edremit'teki ifadeyle başlayan öğrenci yapılanması soruşturması İddianamede, Edremit Cumhuriyet Başsavcılığı'nın FETÖ'ye yönelik yürüttüğü bir soruşturma dosyasında, etkin pişmanlık hükümleri kapsamında şüpheli olarak ifadesi alınan Enes Kaplan'ın, "2009'da Mimar Sinan Üniversitesi'ni kazandığı, B.G.
isimli bir şahsın kendisini Şişli'de FETÖ'ye ait bir eve yerleştirdiği, Beşiktaş ilçe sorumlusunun 'Mert' kod, Mehmet Can isimli şahıs olduğu, bu kişinin telefonuna ByLock ve Kakao isimli programlar yüklediği, 17-25 Aralık sürecinden sonra 'Mert' ve 'Ali' kod adlı kişilerin sohbete katılanlara, 'Ak Parti'ye oy verilmemesi' öğüdünde bulunduğu, 2015 yılında askeri okula gitmesi yönünde yönlendirildiği ve sınava girerek askeri okula girmeye hak kazandığı" beyanlarında bulunarak, sanık 'Mert' kod adlı Mehmet Can isimli kişiyi kesin olarak teşhis ettiğinin anlaşıldığı dile getirildi.
Beyan sonrası şüpheli Mehmet Can hakkında soruşturma başlatıldığı ve bu kişinin ByLock kullandığının tespit edildiği kaydedilen iddianamede, "Şüpheli Can'ın, ByLock içeriklerinde çok sayıda örgütsel yazışma olduğunun, yazışma içeriklerine göre şüphelinin 'Mertpala' kullanıcı adıyla Kakao adlı kripto yazışma programını da kullandığının, 25 Ocak 2016 tarihli mesajlarında da, 'abi duydunuz mu 2016 sufyanın yıkılışı olacakmış, güzel günler bizi bekliyor' şeklinde mesajlar gönderdiğinin görüldüğü anlaşılmıştır." denildi. İddianamede, Mert Can'ın 5 Eylül 2019'da yakalandığı, cep telefonu-dijital materyallerine el konulduğu, ifadesinde tam bir örgütsel tavırla inkar yöntemini seçtiği ve 9 Eylül 2019'da tutuklandığı bilgisi verilirken, bu kişiden ele geçirilen materyallerle ilgili hazırlanan bilirkişi inceleme raporunda, şüphelinin cep telefonlarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e ait videolar ve 2019-2020 arasında örgütsel kripto yazışma programı Falcon kullandığı, bu program üzerinden yazışmalar yaptığının görüldüğü aktarıldı. "İstanbul'a gelen öğrencileri örgüte ait evlere yerleştirmeye devam ettiler" Falcon yazışmalarına göre şüphelinin, 15 Temmuz 2016 tarihli hain darbe girişimi sonrasında da, bugüne kadar örgütsel anlamda faaliyetlerine 'Mert' kod adıyla devam ettiği anlatılan iddianamede, bu kişinin üniversite kazanıp İstanbul'a gelen öğrencileri güncel olarak örgüte ait evlere yerleştirdiğinin ya da yerleştirilmesini organize ettiğinin tespit edildiği vurgulandı.
Zanlının irtibat kurduğu diğer kişiler de tespit edildi Şüpheli Mehmet Can'ın, Falcon uygulamasında yaptığı yazışmalara göre, örgüte üye kazandırma amaçlı güncel olarak örgüt evi arayışında olduğu ve gelen öğrencilerle ilgilenmek üzere diğer örgüt mensuplarını yönlendirdiğinin açıkça görüldüğü belirtilen iddianamede, bu kişinin irtibat kurduğu diğer şüphelilerin de tespit edildiği dile getirildi.
Yazışmalarda, öğrencilerle ilgili FETÖ'ye bağlılıklarını gösterir derecelendirme yapıldığının görüldüğü vurgulanan iddianamede, "Bu konuşmalardan anlaşılacağı üzere FETÖ örgütünün güncel olarak sözde üniversite talebe yapılanmasında faaliyet gösteren sorumlu düzeydeki şahısların kendi aralarında örgüt evlerine yerleştirecekleri öğrencileri belirledikleri ve bu öğrencileri örgüt evine yerleştirme amaçlı çalışma yaptıkları görülmüştür." denildi. "Sözde altın nesil' yetiştirme amacını devam ettirdikleri görülmüştür" İddianamede, şüpheli Mehmet Can'ın, kripto yazışma programındaki yazışma içeriğine göre, diğer şüpheliler 'Orhan' kod adlı Osman Karancı, 'Akın' kod adlı Muhammed Erkam Güzel ve 'Fatih' kod adlı Kazım Serasker ile koordineli şekilde, FETÖ'nün İstanbul güncel talebe yapılanmasını koordine ettiklerinin ve İstanbul'a gelen öğrencilerle irtibat kurarak örgütün güncel talebe evlerine yerleştirdiklerinin anlaşıldığı kaydedilirken, adı geçen şüphelilerle ilgili şu değerlendirme yapıldı: "Şüphelilerin 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında dahi örgütün sözde 'ışık evleri'nde sözde 'altın nesil' yetiştirme amacını devam ettirdiklerinin, bu amaca güncel olarak hizmet etmeye devam ettiklerinin, bu süreçte de daha alt kademelerde dahi (üniversite öğrencilerinde dahi) örgütsel gizliliğe riayet ve deşifre olmamak için kod isim kullanmayı tercih ettiklerinin tespit edildiği, bu tespitler ışığında örgütün İstanbul'daki güncel talebe yapılanmasının deşifresi ve diğer şüphelilerin yakalanabilmesi için cumhuriyet başsavcılığımızın talimatıyla İstanbul Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğünün soruşturmayı genişlettiği anlaşılmıştır.
Soruşturma kapsamında dosya şüphelileri Muhammet Talha Coşkun, Fatih Emre Agay, Muhammet İhsan Şahinoğlu, Yusuf Kaçan, Güney Güner, Gökay Güner, Seyfullah Coşkun, Erkan Ekrem Demirci, Mustafa Açar ve Osman Akçay hakkında, CMK'nın 135.
maddesi kapsamında ilteşimin tespiti, dinlenilmesi ve kayda alınması tedbiriyle, teknik araçla izleme tedbirlerinin uygulandığı, elde edilen suç unsuru veriler, delil mahiyetinde soruşturma dosyasına eklenmiştir." Gözaltına alınan bazı şüphelilerin itirafçı olarak, etkin pişmanlık hükümleri kapsamında bilgiler verdiği anlatılan iddianamede, şüpheliler hakkında elde edilen delillere ve şüphelilerin örgüt içerisindeki konumlarına ayrıntılı şekilde yer verildi.
Bazı şüphelilerin kripto yazışma programları kullandığının tespit edildiği, bazı şüphelilerin de itirafçılık kapsamında işe yarar bilgi verdikleri için etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılması gerektiği kaydedildi. "Telegram, Flipboard ve Lithium üzerinden örgüt kitapları okutuldu" Şüphelilerin, örgütün güncel talebe yapılanması içerisinde örgüt evlerinin koordinasyonu, kira ve faturalarının ödenmesi, örgütsel videolar izlenmesi, Telegram, Flipboard ve Lithium gibi internet tabanlı programlar üzerinden örgüte müzahir kitapların dijital olarak okunması faaliyetlerinde bulunduğu aktarılan iddianamede, şu ifadeler de kullandı: "Öğrencilerin örgüte kazandırılması, iletişimde örgütsel gizliliğe riayet için Falcon benzeri programların kullanılması talimatlarının iletilmesi gibi faaliyetlerin üst katmanında yer alan sorumlu düzeyde şahıslar oldukları tespit edilmiştir.
FETÖ'nün bilhassa 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra kendisine yönelik girişilen haklı ve özverili mücadeleye rağmen örgütü diri tutmak, örgüt elemanlarını konsolide etmek, örgütün çözülmesini veya dağılmasını engellemek adına özellikle güncel öğrenci evleriyle de hiç durmaksızın faaliyetlerine devam ettiği görülmüştür." Hazırlanan iddianame gönderildiği 28. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Murat Kaya