Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan ziyareti sonrası açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Her adımda bütün imkanlarımızla Azerbaycan'ın yanında durmaya devam edeceğiz" dedi. Erdoğan, NATO Zirvesi, Biden görüşmesi ve ülke iç gündemle ilgili soruları da yanıtladı.
Erdoğan kendisine yöneltilen "F-35 konusunda Türkiye'nin görüşlerinin değişmediğini Biden'a ilettiğinizi ifade ettiniz.ABD'nin F-35 konusunda görüşü değişti mi?Biden'dan aldığınız net yanıt ne oldu?" sorusuna, "Türkiye olarak gerek F-35 gerekse S-400 konusunda farklı bir adım atmamızı beklemeyin dedim. Çünkü biz F-35'te üzerimize düşeni yaptık ve parasal olarak vermemiz gerekenleri verdik.
S-400 ile ilgili olarak da biz sizden Patriot istedik, siz vermediniz; tam aksine üslerimizde bulunanları da aldınız.Dolayısıyla biz ne yapacaktık?Başımızın çaresine bakacaktık.Yakın markajda işleri takip etmemiz lazım.
Biz bütün haklarımızın takipçisi olacağız.Savunma sanayisi ile ilgili tüm konuları, müşterek atabileceğimiz adımları görüşmeye devam edeceğiz.Bundan sonraki süreçte de Dışişleri Bakanımız, Milli Savunma Bakanımız ve Savunma Sanayii Başkanımız muhataplarıyla görüşmek suretiyle bu süreci yürütecekler." sözleriyle yanıt verdi.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
"NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi münasebetiyle 13-14 Haziran'da Brüksel'deydik. Zirvede, NATO 2030 sürecini, yani ittifakın gelecek on yıla yönelik adaptasyonunun temel unsurlarını değerlendirdik. Hem NATO'nun hem de ittifak üyelerinin güvenliğine yönelik güncel tehdit ve meydan okumaları masaya yatırdık. Bunlarla mücadele hususunda gereken yöntem ve tedbirleri ele aldık.
Bilindiği üzere, Türkiye NATO'nun en önemli üyelerinden biridir. İttifak kapsamında üzerimize düşen görevleri, sorumlulukları hakkıyla yerine getiriyoruz, kritik roller üstleniyoruz. Elbette ittifak ortaklarımızdan bölgesel meseleler söz konusu olduğunda bazı beklentilerimiz var. Ülkemizin egemenlik haklarına ve güvenlik hassasiyetlerine saygı göstermelerini özellikle bekliyoruz. Müttefiklik ruhunun gerektirdiği bir dayanışma sergilemelerini istiyoruz.
NATO Zirvesi'nde, muhataplarımıza yine bu konudaki kararlılığımızı ifade ettik.Elbette, terörle mücadele ve insani krizlere etkin müdahale konusunda iş birliği tekliflerimizi tekrarladık.Zirve marjında düzenlenen "Brüksel Forumu"nun "İstikrara Katkı" başlıklı oturumunda da bu doğrultuda mesajlarımız oldu.
Brüksel'de ayrıca gerek baş başa gerek heyetler arası 10 görüşme gerçekleştirdik.ABD Başkanı Sayın Biden başta olmak üzere, Litvanya, Letonya ve Fransa cumhurbaşkanları ile İngiltere, Almanya, Yunanistan, Macaristan, Hollanda ve İspanya başbakanları ile görüşmelerim oldu.
Bütün toplantı ve görüşmelerimizde gündemimizdeki meseleleri muhataplarımızla ele aldık.
Brüksel'deki programımızın ardından, Azerbaycan Cumhurbaşkanı kıymetli dostum İlham Aliyev'in davetine icabetle Bakü'ye geldik.Sayın Aliyev'le birlikte, Ermenistan işgalinden kurtarılan ve zaferin ardından Azerbaycan'ın kültür başkenti olarak ilan edilen Şuşa'da hem resmi görüşmelerimizi gerçekleştirdik hem de çeşitli ziyaretler yaptık.
Bütün alanlarda ülkelerimiz arasındaki iş birliğini derinleştirecek adımları ele aldık.Yeni dönemin bölge ülkelerinin barış, istikrar ve refahında bir imkan olarak değerlendirilmesine katkı sunacak hususları masaya yatırdık.Gelecekteki iş birliğimizin teminatı olan Şuşa Beyannamesini imzaladık.
Burada ayrıca Azerbaycan Milli Meclisine hitap etme imkanımız oldu.Daha sonra burada bulunan askerlerimizle bir araya geldik.Euro 2020 kapsamında Bakü'de oynanan Türkiye- Galler maçını da izledikten sonra Antalya'ya dönüyoruz.
Antalya'da Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne başkanlık edeceğiz. 18 Haziran'da da Antalya Diplomasi Forumu'nun açılışını yapacağız. Bütün bu yoğun ziyaretlerimizin, görüşmelerimizin ve programlarımızın ülkemiz bölgemiz ve dünya için verimli ve hayırlı olmasını diliyorum.
Ermenistan'ın Azerbaycan'ın Karabağ Zaferi gerçeğini kabul etmesi, bölgenin önünde açılan bu yeni dönemi doğru okuması gerekiyor.Ermenistan, güven artırıcı adımlar atmaya da başlamalı.Döşediği mayınların haritalarını Azerbaycan'la paylaşması bu yönde önemli bir ilk adımı teşkil edecektir.
Savaş sırasında olduğu gibi, bu dönemde de yeniden imar çalışmalarından mayınlı alanların temizlenmesine kadar her adımda bütün imkanlarımızla Azerbaycan'ın yanında durmaya devam edeceğiz.Mayın temizleme konusunda biz şu an itibarıyla biçer döver aletlerine de benzeyen bir aracı Türkiye olarak üretiyoruz.
Bu, uzaktan kumandalı bir araç. Şu an itibarıyla Azerbaycan'a bundan 10 kadar verdik.Fakat ilk etapta bu sayıyı 20'ye çıkaracağız ama ardı ardına bunlardan kendilerine vermeye devam edeceğiz.
Bunun en büyük özelliği çok seri mayın taraması yapması.Uzaktan kumandayla mayını patlatıyor ve yoluna devam ediyor.Mayın patlatmada da sayısal olarak çok ileride.Yani bu öyle detektörle mayın aramaya benzemiyor, tarayarak gidiyor.
Bunları aynı şekilde biz kendimiz de kullanıyoruz.Terör bölgelerinde bunlardan istifade etmeye başladık.Bu alet inşallah gerek bizde gerekse dost kardeş ülkelerde çok iş görecek diye inanıyorum.
Şu anda özellikle bu konuda Azerbaycan'la bizim TANAP ve TAP'dan gelen bir dayanışmamız söz konusu.Bunun dışında, biz belki yeni bir sürece de adım atabiliriz.Bu ne olabilir? Örneğin şu anda bizim Türk Petrolleri ile alakalı bir yapımız var.
Bu yapıyla birlikte, nasıl şu anda TAP'da, TANAP'da birlikteliğimiz varsa, biz değerli dostum İlham Aliyev kardeşimizle böyle bir adımı Libya'da da atabiliriz.Onların bu konularda belli bir birikimi var, deneyimi var.
Aynı birikim ve deneyim bizde de olduğuna göre, hatta rafinaj olayında da bazı adımlar atmak mümkün.Bu tür adımları da atabiliriz.Ben kendisine de bu teklifi yaptım.
O da böyle bir şeyden memnun olacağını, böyle bir adıma kendilerinin de girebileceğini söyledi.Temennim odur ki bu adımları beraber atmak suretiyle sadece Avrupa'ya açılmak değil hem kendi ülkemizde hem çok daha farklı ülkelere inşallah yayılma fırsatını da buluruz.
Azerbaycan'ın Zengezur projesini çok önemli görüyoruz ve destekliyoruz.Açılacak olan bu koridor bütün bölge için çok önemli bir imkan olacak.Bu konuyla ilgili olarak şu an itibarıyla Rusya tarafında bir görüş ayrılığı ya da bu işi geciktirme gibi bir niyet olduğuna ihtimal vermiyorum.
Tam aksine, Rusya burada daha yardımcı bir hava içerisinde.Gerek İlham Aliyev kardeşimin görüşmeleri var, gerekse yakın bir zamanda ben de ikili bir görüşmeyi sayın Putin'le yapacağız.Ama biz tabi şu an bir şeye kilitlendik.
O da 5 yıllık anlaşma.Bu 5 yıllık anlaşmayla bu adımı atalım istiyoruz.Buralarda da bu platform konusunu, dün de söylemiştim bugün de söylüyorum.Bu platformun başını çeken ülkeler olarak Rusya var, Türkiye var, Azerbaycan var, İran var.
Bunun yanında istiyoruz ki Gürcistan da bulunsun, istiyoruz ki Ermenistan da bulunsun.Rusya bu işin olmasını istiyor.Biz hakeza öyle…
Bu güzergah tabi Azerbaycan'a büyük imkanlar sağlayacak. Aynı şekilde tabi Ermenistan'a da büyük avantajlar sağlayacak. Bu konuyla ilgili olarak Rusya'nın da olumlu bakışı var. Çünkü burası önemli bir koridor, önemli bir hat. Temenni ediyorum ki bölgenin tarımına da çok ciddi bir zenginlik katacak. Yani burası bir tarım koridoru olarak da nefes aldıracak diye inanıyoruz.
Şimdi bu, açıkladığımız maddelerin dışında değil. Burada daha sonra gelişme, genişleme olabilir. Şimdilik burada daha çok, özellikle bu sınır boylarının garanti altına alınması, teminat altına alınması asıl olandır. Burada özellikle sayın İlham Aliyev'in Putin ile yapacağı ara görüşmeler bu işi farklı bir şekilde geliştirebilir. Bizim yapacağımız görüşmeler bu işi farklı şekilde geliştirebilir.
Biz her zaman "iyi terörist, kötü terörist" şeklindeki ikircikli tavırla, terörün yok edilemeyeceğini vurguladık.Terörün hedefi olan bir müttefikin yanında durmak yerine, o müttefikin mücadele ettiği terör örgütlerini tercih etmek tarihi bir hatadır.
Terör örgütlerini destekleyenler, onlara cesaret verenler, ne büyük bir yanlış yaptıkları er ya da geç anlayacaklar.Ben şuna inanıyorum; biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz.Bu işin başka yolu yok.
Biz güvenlik güçlerimize inanıyoruz, güveniyoruz.Ve güçlüyüz elhamdülillah.Yani silahlı kuvvetlerimizle, polisimizle, bütün güvenlik korucularımızla her şeyimizle güçlüyüz.Bunu Libya'da ispat ettik, Suriye'de ispat ettik, burada ispat ettik.
Bundan sonra da ispat etmeye devam edeceğiz. Çok ciddi manada oralarda bize gönül veren insanlar bu konuda bizim ne konumda olduğumuzu gayet iyi biliyorlar.Bunları da sayın Biden'la çok açık, net konuştum.
Bilindiği üzere, Libya'nın meşru hükümeti ile yakın iş birliği içindeyiz.NATO Zirvesi öncesinde de Dışişleri Bakanımızın başkanlığında bir heyetimiz, Libya'da bir dizi görüşme gerçekleştirdi.Brüksel zirvesinden önce böyle bir ziyaretin yapılması çok çok önemliydi, çok çok da iyi oldu.
Arkadaşlarımız geç saatlere kadar orada bu çalışmayı yaptılar.Gerek Başbakan gerek Konsey Başkanı ile yapılan verimli görüşmeler neticesinde memnuniyetle döndüler.Libya tarafı da bu ziyaret ve görüşmelerden memnuniyet duydu.
Libya ile ilişkilerimizi güçlendirme, anlaşmalarımızı gözden geçirme fırsatı bulduk.Bu ziyaret tabi dünyada da çok farklı bir şekilde izlendi.Bundan sonra da bu çalışmaları belirli aralıklarla devam ettireceğiz.
Sadece Libya değil burası için de öyle… Afganistan, Pakistan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan ve bütün bu bölgede inşallah bu ekip bu tür çalışmalarını sürdürecek.Bunları yapmamızın sebebi var.Böylece "Türkiye sizinle her zaman beraber, sizi yalnız bırakmayacak" diyoruz.
Bu diplomasi ilişkisini sürekli diri tutacağız.Bununla beraber onların taleplerinizi öğrenmek, bizim taleplerimizi iletmek için sürekli bu görüş alışverişi yapmak istediğimizi onlara bildireceğiz.
Türkiye, Afganistan'da istikrar ve barış için en fazla çaba gösteren ülkelerin başında geliyor.NATO misyonuyla bulunduğumuz Afganistan'da sürdürülebilir bir huzur ortamının tesisi için her türlü katkıyı vermeye devam edeceğiz.
ABD'nin Afganistan'dan çekilme kararı sonrasında, Türkiye burada çok daha fazla sorumluluk alabilir.Afganistan'daki bütün tarafların ve bölge ülkelerinin yapıcı katkılarıyla barış sürecini kalıcı hale getireceğimize inanıyorum.Bundan sonraki süreçte de barış çabalarımızı ve Afganlı kardeşlerimize desteğimizi güçlü şekilde sürdüreceğiz. İnşallah biz Afganistan'daki kardeşlerimizin sıkıntılarına fırsat vermeyeceğiz."