Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Ukrayna'dan tahıl sevkiyatını sağlayan tahıl koridoru anlaşmasının süresinin 16 ya da 19 Kasım'da biteceğini belirterek, "3, 6 ay ya da 1 yıl uzatılması yönünde Sayın Cumhurbaşkanı'mız, Sayın Putin'e gerekli telkinlerde bulundu. Biz olumlu bir hava edindik. Ama Ruslar net bir cevap henüz vermedi." dedi.
A Haber canlı yayınında soruları yanıtlayan Kalın, Bartın'ın Amasra ilçesindeki maden ocağı patlamasıyla ilgili sorular üzerine, ailelerin madencilerin emanetleri olduğunu ve emanete sahip çıkmak için gereken her şeyin yapılacağını söyledi.
Hukuki ve idari soruşturmaların hemen başlatıldığını, konunun etraflı şekilde araştırıldığını anlatan Kalın, Sayıştayın da madenin son 3 denetim raporunu incelediğini bildirdi.
Muhalefetten gelen eleştirilere değinen Kalın, "Bu tepkileri verirken nelerin yapıldığı ve yapılabilir olacağına dair fotoğrafı doğru okumak lazım. Yani ilk günden böyle 'kaza değil, cinayettir' gibi böyle biraz siyasi ajitasyon ve istismar kokan açıklamaları bir kenara koyup meselenin özüne odaklanmamız gerekiyor." diye konuştu.
Kazaların ve ölümlerin olmadığı bir maden işletmeciliğinin ideal olduğunu, bunun için çalışmaya devam edeceklerini dile getiren Kalın, "İyi uygulamalar, iyi pratikler neyse bunları da alarak bundan sonra bu tür hadiselerin yaşanmaması için gerekli adımlar atılacak." dedi.
Soruşturma ve araştırmanın sonuçlarının görülmesi gerektiğini belirten Kalın, "Halkımız bu konuda müsterih olsun. Bu konu en ince detayına kadar incelenecek, bir ihmal varsa mutlaka ortaya çıkartılacak ve bundan sonra bu tür hadiselerin yaşanmaması, can kayıplarının olmaması için de teknolojik, idari, teknik anlamda ne gerekiyorsa bunlar mutlaka yapılacak." şeklinde konuştu.
"Bu stratejik bir hatadır"
Yunan yetkililerden gelen açıklamalar, adaların silahlandırılması gibi konular anımsatılarak, Türkiye ve Yunanistan arasında sonuç verecek kapsamlı bir diyaloğun ne kadar mümkün olduğu sorusuna karşılık Kalın, Türkiye'nin başından bu yana diyalogdan, iyi ilişkilerden yana olduğunu söyledi. İbrahim Kalın, şöyle devam etti:
"Yunanistan'ın kendi başına, kendi zatında bir güç inşa etme imkan ve ihtimali yok, bunu ancak AB'ye ya da ABD'deki lobiye dayanarak yapabilir.Ama biz şunu söyledik, bakın biz NATO'da müttefikiz, aynı coğrafyayı paylaşıyoruz.
Karşımızda benzer sınamalar ve meydan okumalar var.Terörizmden göç meselesine, Ukrayna savaşından diğer konulara kadar buralarda birbirimizle kavga etmemize gerek yok.Yunanistan kendi gücü ölçüsünde bir stratejik konumlandırma yapsın, Türkiye'yle nasıl bir ilişki içerisine girmesi gerektiğini buna göre tanımlasın.
Başkasından ödünç aldığı güç temerküzü ile bir başka ülkeyle ilişkiye girilmez.Bu stratejik bir hatadır."
Gayri Askeri Statüdeki Adalar'ın (GASA) silahlandırılmasının uluslararası anlaşmalara aykırı olduğunu vurgulayan Kalın, bunu yıllardır açıkça söylediklerini hatırlattı. Kalın, "Bunun dışındaki her türlü hareketin sonucu olur. Yunan tarafına da bunu açıkça söylüyoruz. Bu adımları attığınız zaman bunlar karşılıksız kalmaz." değerlendirmesinde bulundu.
Bunu batılı muhataplarına da ilettiğini, dün ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile görüşmesinde, "Sizin verdiğiniz askeri teçhizatı GASA statüsündeki adalara sevk ediyorlar. Bunun farkında mısınız? Yunan tarafını uyarın, kendinizi kullandırmayın." diye açıkça söylediğini belirten Kalın, onların da adım atacaklarını, gerilimden yana olmadıklarını ifade ettiğini aktardı.
"Sayın Putin ile bu konuları konuşabilecek bir başka lider kalmadı"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, tahıl anlaşmasının uzayıp uzamayacağına yönelik soru üzerine, Türkiye'nin anlaşmanın süresinin uzatılmasından yana olduğunu belirtti. Kalın, "Zannediyorum 16 ya da 19 Kasım'da süresi bitiyor. 3, 6 ay ya da 1 yıl uzatılması yönünde Sayın Cumhurbaşkanı'mız, Sayın Putin'e gerekli telkinlerde bulundu. Biz olumlu bir hava edindik. Ama Ruslar net bir cevap henüz vermedi." dedi.
"Ümitvar mısınız?" sorusuna karşılık Kalın, "Ben ümitvarım. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın Sayın Putin'e bu konudaki teklifi, ricası bence karşılık bulacak. Zaten şu anda herkesin de söylediği gibi yani bu yönde de sonuç alabilecek tek lider Cumhurbaşkanı'mız. Çünkü Sayın Putin'le bu konuları konuşabilecek bir başka Avrupalı, Amerikalı lider kalmadı." ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı Martin Griffiths'in de bu konuda Rusya ile müzakere yürüttüğünü söyleyen Kalın, "Muhtemelen bugün, yarın konuşacağız, Moskova'dan edindiği intibayı kendisinden alırız ama biz de Rus mevkidaşlarımıza aynı telkinlerde bulunmaya devam ediyoruz. Bize göre 6 ay ya da 1 yıl uzatılması ideal olur." diye konuştu.
Rus tahılının da büyük önem taşıdığını anlatan Kalın, "Sayın Putin 150 milyon ton gibi bir rakam telaffuz etti. Bunun bir kısmını kendilerine ayırıyorlar, muhtemelen 3'te birini, ama kalanını uluslararası piyasaya verecekler, bu çok ciddi bir rakam." dedi.
"Önemli bir teklif Türkiye için"
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Türkiye'de büyük bir doğal gaz merkezi kurulmasıyla ilgili açıklamalarına ilişkin sorulara karşılık da Kalın, bunun Türkiye için önemli bir teklif olduğunu, konunun hukuki, teknik bir sürü boyutu bulunduğunu kaydetti.
Kalın, Türkiye'nin son yıllarda, Bakü-Tiflis Ceyhan Ana İhraç Boru Hattı (BTC) ile Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) ve Trans Adriyatik Boru Hattı (TAP) ve kendi içinde kurduğu doğal gaz boru hatlarıyla aslında çok ciddi bir dağıtım merkezi olduğunu söyledi.
Avrupa'nın Rus gazı dışında alternatif bakacaksa gidebileceği iki yer bulunduğunu, bunlardan birisinin TANAP'ın kapasitesinin artırılması olduğunu anlatan Kalın, "Bu ne demektir? Azerbaycan gazına Türkmenistan gazının eklenmesi, belki ileride İran gazının eklenmesi. Ben bunun da imkansız olmadığı kanaatindeyim. Bu eklenip kapasite artırılırsa TANAP, Avrupa enerji güvenliğinde çok önemli bir alternatif haline gelir." ifadesini kullandı.
Kalın, Türkiye'de doğal gaz dağıtım merkezine ilişkin hazırlıkların başladığını belirterek, "Bu, Türkiye için orta, uzun vadede muazzam bir stratejik kazanım olacaktır. Türkiye'yi muazzam bir enerji dağıtım Hub'ı, ülkesi haline getirecektir. Dahası eğer inşallah ileride Karadeniz'de, Akdeniz'de biz kendi doğal gaz rezervlerimizi bulursak bu altyapı, Türkiye'yi enerji liginde başka bir düzeye taşıyacaktır." değerlendirmesini yaptı.
Türk Akımı'na sabotaj girişimi
Putin'in, "Türk Akımı doğal gaz boru hattına yönelik sabotajın engellendiği" yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Kalın, "Sayın Putin'in bize söylediği, Türk Akımı'nın Rusya'daki çıkış noktalarından birinde gerçekleşmiş.Yani Karadeniz'de değil, bize yakın bir tarafta değil, Rusya tarafında çıkış noktalarından bir tanesinde 4 ya da 5 kişiyi gözaltına aldıklarını, tutukladıklarını söyledi.
Ukraynalı.Yani o onlar kesin diyorlar.Bu Ukrayna'nın bir sabotaj girişimi ve biz bunu engelledik diyorlar." ifadelerini kullandı.
Kalın, güvenlik tedbirlerinin artırıldığını, Rus tarafının da bu yönde adımlar attıklarını söylediklerini aktardı.
BOTAŞ'ın Rusya'ya yapacağı doğal gaz ödemelerinin 2024'e erteleneceği yorumlarının sorulmasına karşılık Kalın, bu konuda da görüşmeler yapıldığını söyledi.
Türkiye'nin enerji noktasında bir sıkıntısının bulunmadığını kaydeden Kalın, ülkenin her türlü enerji ihtiyacının karşılanması için gerekli tüm tedbirlerin alındığını, tedarik ve ödeme noktasında sıkıntı olmadığını kaydetti.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin, "Putin ile müzakere zemini kalmadı." sözlerinin hatırlatılmasına karşılık da İbrahim Kalın, "Cumhurbaşkanı'mızın bu daveti hala baki. İlhak kararından önce Sayın Zelenskiy görüşmeye hazırdı ama Sayın Putin isteksizdi. Şimdi ilhak kararından sonra Putin, 'ben görüşmeye hazırım' diyor.
Haklı olarak Ukrayna tarafı da 'Rus askeri buralardan çekilmeden, ilhak kararı tersine çevrilmeden bizim görüşecek bir şeyimiz yok' diyor." ifadelerini kullandı.
Bütün bu zorluklara rağmen diplomasi kapısının açık tutulması gerektiğinin altını çizen Kalın, ancak bugünden yarına bir görüşme zemininin bulunmadığını, buna karşın Türkiye'nin çabalarına devam edeceğini söyledi.
"Bugünden yarına planlanmış bir görüşme trafiği yok"
"Sayın Cumhurbaşkanı, Suriye Cumhurbaşkanı ile kendi ifadesiyle vakti saati geldiğinde görüşürüz demişti. Bu vakit, saat ne kadar yakın ya da uzakta?" sorusu üzerine Kalın, "Şu anda bugünden yarına planlanmış böyle bir görüşme trafiği yok siyasi düzeyde. İstihbarat görüşüyor, ilgili arkadaşlarımız görüşüyorlar, konuşuyorlar. Niye? Çünkü Suriye konusunda siyasi sürecin ilerletilmesinden yanayız." dedi.
Cenevre sürecinin yeniden canlandırılmasının önem taşıdığını, mültecilerin güvenli, onurlu şekilde geri dönmeleri için gerekli zemin oluşmadan başka alanlarda ilerlemenin mümkün olmadığını anlatan Kalın, mutlaka başka siyasi adımların atılması gerektiğini aktardı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Mevcut tablo, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye'nin kuzeyindeki terör gruplarına yönelik olası bir operasyonunu ne kadar etkileyebilir?" sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Etkilemez. Burada belirleyici olan bizim güvenlik kaygılarımız ve önceliklerimizdir. Cumhurbaşkanı'mızın koyduğu ilke çok açık. Artık dünya literatürüne girdi. Artık dünyanın çok farklı dillerine de tercüme edilir oldu. O güzel Türkçe ifadeyle bir gece ansızın gelebiliriz. Bunu zannediyorum herkes anlıyor. Yani ne manaya geldiğini Suriye'den Türkiye'ye dönük güvenlik tehditleri devam ettiği müddetçe bu doktrin orada olmaya devam edecektir."
Ermenistan ile ilişkilere ilişkin soru üzerine, İbrahim Kalın, "Önümüzdeki günlerde özel temsilcilerimizin, Dışişleri bakanlarımızın yapacağı görüşmelerin sonucunda bir takım yeni adımların atılabileceği ihtimali üzerinde duruyoruz." dedi.
"Yıl bitmeden somut karara dönüşmesi muhtemel"
İbrahim Kalın, ABD ile F-16 modernizasyonu konusuna ilişkin soruya, "Daha iyi bir noktaya geldik. Şimdi 8 Kasım'da Amerika'da seçimler var. O seçimlerden önce bu yasa tasarısının kongreye de tekemmül ettirilmesi ve yönetime gelmesi beklenmiyordu. Dolayısıyla muhtemelen Kasım sonuna doğru bu süreç hızlanır." yanıtını verdi.
ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası'ndan (CAATSA) kaynaklı yaptırımların ve Türkiye'nin F-35 programından çıkartılmış olmasının haksızlığını ve hukuksuzluğu da kayda geçirmeye devam edeceklerini belirten Kalın, "F-16 oldu, F-35'leri unuttuk diye bir tutum içerisinde değiliz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, F-16'lar konusunda olumlu bir süreç işlediğini belirterek, "Zannediyorum bu yıl bitmeden bunun bir somut karara dönüşmesi kuvvetle muhtemeldir." ifadesini kullandı.